top of page

Bilinçli ve Niyetli Gelişim

Udepa man will receive an award for winning.png

Gelişim, insanın yaşamı boyunca arka planda sürekli olarak çalışan şekillendirici, inşa edici, yaşatan, büyüten, olgunlaştıran insani bir dinamiktir. Herkesin doğuştan getirdiği tüm yapısal özelliklerin izdüşümü olan potansiyelinin aktüele dönüşümü sürecidir. Bu açıdan “daha insan ve nihayetinde tam insan olma” yolculuğudur. Bilinçli ve bilinçsiz olarak, aynı zamanda niyetli ya da niyetsiz olarak gerçekleşir. Bilinçli ve niyetli gelişim çabası arttıkça, içimizde yerleşik potansiyel güç ve etkinin açığa çıkması kolaylaşır. Gelişim, kendimizi daha yeni, daha işlevli, daha performanslı, daha insani sürümlere yükseltme sürecidir.

 

👉 Bilinçli ve niyetli gelişim Udepa gelişim planlama sisteminin varlık nedenidir. Bu açıdan çok kritik olan bu iki kavrama biraz daha yakından bakalım.

 

 

Bilinçlilik ve Niyetlilik (Consciousness and Intentionality)

 

Bilinçlilik ve niyetlilik, genellikle birbirleriyle bağımlılık ilişkisi olan ve zihinsel süreçleri domine eden iki olgudur. Niyetli olmayı bilincin bir özelliği olarak kabul eden yaklaşımlar da vardır. Buna göre niyetlilik bilincin dış dünya ile ilişki kurmasını sağlayan işlevidir.

 

Bilinçlilik uyanıklık ve farkında olma halidir ve “deneyim” ile üst üste binen bir olgudur. Eğer bir şeyi deneyimliyorsam ve bunun farkında isem bilinçli bir zihin durumundayım diye özetlenebilir. Deneyim, duyular yoluyla gelen bir bilgiden kaynaklı olabilir. Bir şeyi gördüğümde, duyduğumda ya da hissettiğimde bunlarla ilgili bir deneyim yaşarım. Ya da gözümü kapatıp hayal kurduğumda, geçmişte kayıtlı bir anıya gittiğimde, gelecek ile ilgili bir plan yaptığımda, duygusal bir hal yaşadığımda da bir deneyim yaşarım. Deneyimi yaşadığımı bilebilmeyi mümkün kılan güç bilinçtir. Bilinç yoksa deneyim de yoktur. Deneyim gerçekleşse bile bilinç düzeyinde farkındalık oluşmuyorsa deneyim yine yoktur. Dolayısıyla bilinçli olma hali olağanüstü, varoluşsal ve en temel insani olgulardan birisidir.

 

Niyetlilik ise ağırlıklı olarak “yönelim” ile ilgilidir. Zihnimi ve enerjimi tam olarak neye ya da nereye odaklıyorsam ona ya da oraya niyetli olduğum söylenebilir. Bu, nedensel bir bağlantıdır. Bir yere yönelmişsem o doğrultuda hareket ederim. Bu açıdan niyet, yön belirleyen ve harekete geçiren güç olarak son derece önemli bir fonksiyondur. Dış dünya ile kurduğum odaklanma ve ilişki köprüleridir. Bu odaklanma, var olanla etkileşim anlamına gelebileceği gibi, hiç var olmayan bir şeyin yaratılması anlamına da gelir. Dolayısıyla niyet aynı zamanda oluşturucu, inşa edici yani ilişkide bulunduğu dış dünyayı değiştirici bir güçtür. Bu değişimin boyutunun ve etkisinin ne olacağı bilinemez. Bir kişinin küçük ve sıradan bir niyeti büyük ve sıra dışı bir değişime neden olabilir.

 

O halde niyet bir odağa yönelmektir. Bilinç ise odağın seçiminden başlayarak niyet ile tarif edilen durum gerçekleşene kadar ve hatta sonrasında da devam eden bir farkındalık ve bilme halidir. Hem eyleyen hem de izleyen olmaktır.

 

 

Bilinçli ve Niyetli Gelişim

 

Kavramlarla ilgili çerçeveyi bu şekilde çizdiğimizde bilinçli ve niyetli gelişim, "Doğru gelişim alanına odaklanmak ve başından sonuna kadar sürecin kendisinin, başarısının ve sonraki etkilerinin farkında olmaktır." şeklinde tanımlanabilir. Aynı şey öğrenme için de geçerlidir. Hem öğrenme hem de gelişim ne kadar bilinçli ve niyetli olarak gerçekleşirse yaratacağı etki de o oranda büyük olur. Gelişimin amacı bireysel potansiyelin açığa çıkması olduğuna göre, bilinçlilik ve niyetlilik, kişinin kendini gerçekleştirmesi ve potansiyelini açığa çıkarması sürecinde kritik başarı faktörüdür. Bu açıdan öğrenme ve gelişim bireysel bir süreçtir ve birey açısından en üst düzeyde sorumluluk alınması gereken varoluşsal bir eylemdir.

 

Bilinçli ve niyetli gelişim planlamanın adımları aşağıdaki gibidir:

 

Sürecin en kritik aşaması geliştirilecek alanı en başta doğru seçmektir. Geliştirmek için bir yetkinlik seçerim; çünkü işimi daha iyi yapmak için bu gerekli olabilir. Gelecekteki olası bir kariyer değişimine hazırlık yapıyor olabilirim. Bu konuda yöneticimden ya da arkadaşlarımdan geribildirim almış olabilirim. Söz konusu yetkinlik, yapılan performans ya da yetkinlik değerlendirmesinde düşük çıkmış olabilir. Ya da zaten güçlü olduğum ve daha da güçlenmek istediğim bir alan da olabilir. Tüm bu gerekçeleri bütünsel olarak ve bilinçli bir şekilde değerlendirip geliştirmeyi hedeflediğim yetkinlikleri belirlerim. İşte bu belirleme, bilinçli bir odaklanma ve niyetlenme hali, bir yatırım kararıdır.

 

Sonraki aşama seçilen yetkinlikte gelişim hedefi belirlemektir. Hedefin iki bileşeni vardır: O yetkinlikteki mevcut seviyem ve ideal seviyem. Seçtiğim yetkinlikte başlangıç seviyesindeyimdir ve hedefim bir miktar farkındalık kazanmak olabilir. Ya da seçtiğim yetkinlikle orta seviyelerdeyimdir, uzmanlaşmak isteyebilirim. Ya da zaten uzmanımdır, bunu daha ileriye taşımak ve zirveye ulaşmak isteyebilirim. Dolayısıyla hedef belirleme süreci durumsal ve bireysel bir süreçtir. İşte bu yüzden herkes bu yetkinlikte gelişsin, ya da herkes bu seviyeye gelsin gibi kitlesel gelişim yaklaşımları ya da toplu eğitim yatırımları tam olarak işe yaramayabilir.

 

Hedef belirlendikten sonra doğal olarak gelen aşama bu hedefe ulaşmak için gerekli gelişim aksiyonlarının planlaması aşamasıdır. Bir alanda gelişim sürecinin başındaysam daha formal ve uzman yönlendirmesinin daha yoğun olduğu aksiyonlar kısa zamanda kaybolmadan daha çok yol almamı sağlayabilir. Diğer taraftan bir alanda zaten uzmanlaşmışsam daha informal ve deneysel gelişim aksiyonları daha anlamlı ve motive edici gelebilir. Dolayısıyla gelişim aksiyonlarının planlanması da diğer bir bireyselleştirme alanıdır ve olabildiğinde kişiye özgü olmalıdır.

 

Bundan sonraki süreç ise gelişim sürecidir. Hedefe ulaşmak için gerekli tüm aksiyonların hayata geçirildiği, notların alındığı, kazanımların görünür hale geldiği, öğrenilenlerin kullanıldığı, alıştırmaların yapıldığı ve en nihayetinde istenilen seviyeye ulaşılan süreç. İşte bu süreç bilinçlilik halinin en kritik olduğu süreçtir. Öğrendim mi, öğrendiklerim anlamlı mı, hedefime uygun mu, işe yarıyor mu, performansıma katkı sağlıyor mu, peki yetkinlik seviyemde artış var mı, hedeflediğim zamana kadar istediğim seviyeye gelebilecek miyim, ek olarak planlamam gereken bir aksiyon var mı, istediğim seviyede olduğumu nasıl anlayacağım… gibi sorgular bilinçli bir gelişeni yolda tutan ve hedefine ulaşmasını sağlayan farkındalığı sağlayacak niteliktedir.

 

👉 Bilinçli ve niyetli gelişimin dört ana adımı bu şekildedir. Udepa gelişim planlama ve gelişim süreci de tam olarak bu dört adıma göre çalışır.

 

 

Bilinçli ve Niyetli Gelişen

 

Yukarıda tarif edilen süreç yapılandırılmış ve formal bir süreç gibi gözükse de aslında bir zihin yapısı ve alışkanlıktır. Sadece şirketlerde ve gelişime önem veren kurumlarda uygulanacak diye bir kural da yoktur, yaşamın her alanında, her yerde uygulanabilecek gelişim odaklı bir düşünce yapısıdır.

 

Gelişim odaklı düşünce yapısına sahip bir persona tanımı yapmak istesek ön plana çıkan nitelikler aşağıdaki gibi olabilir.

  • Varlık amacını ve ne olmak istediğini bilen,

  • Bunun için bilinçli ve niyetli bir şekilde sürekli gelişim çabası içinde olan,

  • Bu çabayı, enerjisini ve zamanını varlık amacına en çok hizmet eden alanlara odaklayan,

  • Güçlü ve gelişime açık alanlarını en iyi şekilde değerlendirip gelişim hedefini doğru bir şekilde belirleyen,

  • Hedefine ulaşmak için uygun gelişim aksiyonlarını planlayıp gerçekleştirebilen,

  • Zamanın ruhuna uygun olarak yeni nesil bilme, öğrenme ve etkileşim araçlarını en iyi şekilde kullanabilen,

  • Bu sayede ihtiyaç duyduğu bilgiye ihtiyaç duyduğu an ulaşabilen,

  • Gelişim sürecini sürekli izleyip değerlendiren,

  • Gelişim sürecindeki tüm kazanımlarının farkında olan,

  • Nihayetinde sürekli öğrenip kapasitesini artıran,

  • Aynı zamanda başkalarının gelişimine ve dolaylı olarak kurumun, toplumun ve bütünün gelişimine sağlayan,

  • bu sayede potansiyelini olabildiğince gerçeğe dönüştürüp değer ve etki yaratan bir birey…

 

Burada kritik konu ortaya çıkan etkidir. Gelişimle birlikte yaratılan küçük bir etki (kelebek kanat çırpması) kendi yaşamında, başkalarının yaşamında, sistemler düzeyinde ve toplum düzeyinde büyük dönüşümler yaratabilir. “Bir mıh bir nalı kurtarır, bir nal bir atı, bir at bir komutanı, bir komutan bir orduyu, bir ordu bir ülkeyi kurtarır” atasözünde anlatılan etki işte tam olarak böyle bir etkidir.

 

👉 Udepa temelde bir gelişim planlama sitemi olmakla birlikte asıl amacı, arka planda gelişim odaklı zihin yapısını geliştirmektir. Burada tarif edilen persona, potansiyel gücün açığa çıkmasını sağlayacak bir düşünce yapısının ana hatlarını içermektedir. Bir kurumdaki bireyler, bu düşünce yapısıyla kendini ve başkalarını geliştirmeye odaklandığında bunun bütünde yaratacağı etki öngörülemez ve çok büyük olabilir. Öğrenme ve gelişim odaklı bir kültür, bireysel ve kurumsal başarının itici gücüdür.

Daha fazla bilgi ve demo talebi için 
bottom of page